Çarşamba, Aralık 05, 2007

Bu nasıl bir bakış?













Geçtiğimiz Cuma günü Intel'in bir etkinliğine katıldım. Kulindağı diye bir yer. Istanbul içerisinde ama görüntü olarak Istanbul'dan da bir o kadar uzak. 30 küsür metre yüksekliğindeki ıslak kayalardan iple inişimi de böylece gerçekleştirmiş oldum.

Bol bol fotoğraf çektim ama fotoğrafçıların acı kaderi gibi, benim de az fotoğrafım vardı. Onlardan birine baktıkça gülüyorum :)

Yahu bu nasıl bakış?

Nuri Alço gördüm kendimi.


Bi gazoz ısmarlayayım mı?

Cuma, Kasım 09, 2007

Çocuuukkkkk



PC Magazine ofisimizde dünya tatlısı bir arkadaşımız var; Nurcan.

Ama bu mesajda ondan daha çok, yeğeninden bahsedeceğim. Batuhan, öyle bir yeğen ki; tombul mu tombul, şeker mi şeker, akıllı mı akıllı.

Kendisi biraz ağır olduğundan ve annesi de pek kibar bir hanımefendi olduğundan, kucakta gezdirmek her zaman için mümkün olamayabiliyor. Yüzlerce kişinin olduğu ofiste, bırakın sarılmayı yanında durmak istediği kişi sayısı yok denecek kadar az.


Ne hikmetse, çocuklarla çok iyi anlaşıyorum. İlk görüştüğümüzde biraz bilgisayar oyunu oynadık, kulaklık testi yaptık ve dijital fotoğraf makinesi kullandık. Sonrasında biraz yorgun düşmüş olacak ki, kucağımda uyuyuverdi.

O zamanlar EGM'de çalışan kadim dostum Erhan'ın çektiği bu fotoğraf da, Batuhan'ın uyuduğu zamana ait. Birkaç fotoğraf daha var ama bulursam bu yazıya dahil edeceğim.

Uzakta olduklarından dolayı Nurcan teyzesinin yanına pek gelemiyor. Duyduğuma göre daha da büyümüş, şeker olmuş.

Allah, Batuhan'a mutluluk, sağlık ve başarı dolu uzun bir ömrü sevdikleriyle yaşama imkanı versin.

Pazar, Ekim 21, 2007

Fış Fış Kayıkçı

İstanbul'daki homeoffice' kardeşim Gökhan da taşındı. Evde 3 kişiyiz. Berkin, Gökhan ve ben. Hem SDN'in işletilmesi hem de yaşamsal faaliyetlermizi bu üsten devam ettiriyoruz.

Gökhan'ın gelmesi ile beraber bir Pazar günü gittiğimiz Baltalimanı'ndaki balıkçılık maceramız :)

























Pazar, Ağustos 19, 2007

Kazım

İstanbul'da ShiftDelete.Net için yeni bir ofis açtık ve neredeyse tamamlanmak üzere.

Eksiğimizi, gediğimizi tamamlamak için Cevahir KoçTaş'a gittik ve başladık alışveriş yapmaya. Her şey tamam gibiydi ve birden Kazım'ı gördük ve onu da alalım dedik.

Kazım, şu anda ofiste bizimle beraber. Kendisine az su vermemiz gerektiğini biliyoruz ama sabah akşam deli gibi suluyoruz :) Bazı deformasyonlar baş gösterdi ama biz nedense durmadan sulamaya devam ediyoruz.

Umarım patlamaz yakında.

Bu arada Kazım'ın fotoğrafları;


Fotoğrafları ben çektim.


Fotoğraf makinesi için Berkin'e teşekkürler.

Çocukluk arkadaşlarım

Son 1 ayda binlerce km yol katettim. Hem de uçağı bırakın, internetin ve hatta cep telefonu sinyalinin bile bulunmadığı yerlere.

Bu yolculuklardan en çoğu da Yozgat / Yerköy'e oldu. Çocukluk arkadaşlarımdan Mehmet Akif ve Ayhan'ın nikah törenlerine katıldım. Uzun süre sonra yeniden memleketime gitmek oldukça heyecan verici idi.

İstanbul'dan uzak bir yer denildiğinde akla ilk önce güney sahilleri ya da Ege geliyor ama hepsi, İstanbul'a benzemek için yarıştığından dolayı kendimizi kandırmaktan öteye gidemiyor. Yozgat ve Yerköy, farklı bir yer işte.

Aşağıda bazı fotoğraflar var. Kurtulmak için tek seçeneğimin üniversite olduğu ve günde 1000 ÖYS sorusu çözdüğümüz zamanların geçtiği yerler burası. İlginçtir, hiçbir değişiklik yok. Bir iki park, trafik ışıkları, vb....

Radyoculuk yaptığım zamanlardaki ekibi bir arada görmek de büyük tesadüf oldu benim için. Eskilerden bahsettik. Eski radyo yayıncılığından (2 kaset çalar ile yapılan ve aynı anda 4 kaset kullanmanın gerektiği yıllar), anılardan bahsederken gülmekten yanak kaslarım ağrıdı.

Neyse, fotoğrafları veriyorum;



İlçenin en işlek caddesi :)


Pazar günü, düğün arabalarını bekleyen çocuklar.


Ortaokulu bitirdiğim mahalle.


Evlenen arkadaşım Ayhan


Ayhan Şahin'e mutluluklar.

Pazartesi, Temmuz 23, 2007

Uzun zamandır ben

Bloguma bir şeyler yazmayalı ne kadar fazla zaman olmuş. Burasını pek önemsememeye başladım ama arkadaşlarımın nikah törenlerine gittiğimde bir şey anlatırken "aaa o mu? ben onu blogunda okudum" demelerinden sonra Blogger'a olan saygım yeniden ayarı yemiş oldu.

Şimdi bu gelişmeleri kısaca özetledikten sonra buraya daha sık yazı yazacağıma dair Google'a söz veriyorum.

Kurucusu olduğum ShiftDelete.Net de büyümeye devam ediyor. Günde en az 500 bin sayfanın izlediği site için bir de ofis açtım 4. Levent'te.

Yüksek Lisans eğitimim devam ediyor ama uzun sürmeyeceğe benziyor.

Şu sıralar kavurucu sıcaklarda hem arkadaşlarımın nikahlarına yetişmeye hem de işlerimi kontrol etmeye çalışıyorum. Fotoğraf konusunda bu aralar biraz sıkıntılıyım. Çevremde fotoğrafları ben çektiğim için genelde karelerde ben olmuyorum :) Tüm fotoğrafçılar da bundan dertlidir herhalde.

Şimdilik kesiyorum ama sık sık buraya yazılar gireceğim.

Cuma, Mart 02, 2007

Şu sıralar ben


Hilal ve annemle uğraşmak, en büyük zevklerimden.
Mesela Hilal'i yatağından kaldırmak, işkence yapmak :)
Ne demek istediğimi bu resim çok iyi anlatıyor. Zavallı Hilal :)



Tabii ki mutlu sonla bitiyor.
O bizim bi denemiz :)


Hamza bizim göz nurumuz. Annem, kardeşlerim ve
ben Hamza ile haftasonu geçirmek için can atıyoruz.
Oyunlar, şımarmalar derken vakit nasıl geçiyor anlamıyoruz.


Hamza ve Sultane Bababannesi :)


Zaman buldukça maçlara gidiyorum.
Ali Sami Yen'de bambaşka bir hayat var.

Pazartesi, Şubat 26, 2007

PC Magazine Türkiye

Bir günde çok sayıda entry girdiğimin farkındayım.

Blog'umda bir şeyi kaçırmak istemiyorum sadece. O nedenle önemli değişiklikleri, geç de olsa burada paylaşmak istiyorum.

Yazılı basındaki kariyerim, bilgisayar dergiciliğinde başlamıştı. Vogel Medya bünyesindeki Chip'te uzun seneler çalıştıktan sonra bir süre ara vermiştim.

Şimdi bir başka dergideyim.

Ciner Holding bünyesinde PC Magazine dergisinde yazı işleri müdürü ünvanı ile çalışıyorum.

Göz bebeğimiz shiftdelete.net de devam ediyor. Hem de daha da güçlenerek devam ediyor.

Paul Auster - Yazı odasında yolculuklar



Bitirdiğim son kitaplardan biri.

Bilenler uyardı ama okumadan edemedim. Yazarın daha önce hiçbir eserini okumadan son eserini okumayı pek tavsiye etmediler. Önce külliyatı devir dediler :)

Son kitabı oldukça ilginç ve sürükleyici. Daha da ilginç bir son ile bitiyor ve kitabı bir kez daha karıştırmanızı sağlıyor.

Diğer kitaplarını aramaya başladım bile.

Not: Yazar ile yapılan bir söyleşi.

Yeni Ortadoğu Haritası ve Emin Hoca

Bu ara çok kitap okumaya başladım. Sabah servisle giderken ya da akşam gelirken elimden düşürmez oldum.

Okuduğum kitapları başkalarına anlatınca daha fazla aklımda kalıyorlar.

Bir de o kadar kitap okurum ama yazarları hafızamda tutamama gibi bir sorunum var. Ya çok kitap okuyorum ya da...

Son sayfasını gördüğüm kitaplardan biri de "Yeni ortadoğu haritası"

Kitap, bir söyleşiyi içeriyor. Emin Gürses ve Mahir Kaynak'a yöneltilen sorulardan bahsediyorum.

Emin Gürses, aynı zamanda Sakarya Üniversitesi'nde benim de hocam oluyor. Onunla yapılan söyleşiyi okurken nefes alıp dikkatimi dağıtmak istemedim.



Ne kadar bilgili, ne kadar analitik düşünebilen bir hocam var diye gurur duydum. Hatta kitap biter bitmez kendisine bir de e-posta attım ama babayı aldım :)

Mahir Kaynak'a yöneltilen sorular ve aldığımız ilk cevaplar ise bir önceki bölümün heyecanından ve gerçekliğinden çok uzak ve tekrar eden sözlerden ibaret olduğu için sıkıldığımı söyleyebilirim.
Hocama yazdığım mesajda, "bu düşüncelerinizi web ortamında da görmek isteriz" dileğinde bulundum.

Hiç aklıma gelmezdi!

Bazen çok gereksiz şeyler düşündüğümü bilirim. Öyle ki, o kadar fazla şeyi aynı anda düşünmekten bazen uykum kaçar ya da başım ağrır.

Meğerse o kadar da uzun boylu değilmişim.

Hiç aklıma gelmezdi kuzenimin vefat edeceği.

Acılı ailesi, 2.5 yaşında bir yeğen, ve abla dediğim yengem... Önceleri inanamamıştım ama bu hafta yaptığım ziyarette anladım artık olmadığını ve gözyaşlarımı tutamadım.

Onun adını sık sık hatırlayacağım.

Allah, mekanını cennet etsin.

Cumartesi, Ocak 27, 2007

Dans etmeyi sevmez misiniz?



Ben o öüzrlülerden biriyim. Ama zaman ayırırsam oluyor gibi :)

Konu ben değilim. Biraz önce izlediğim bir film. Başrolde Antonio Banderas oynuyor. 2006'da yapılmış. Adı Take The Lead. Türkiye'de oynadı mı bilmiyorum ama Yuji'ye inen filmlerden biriydi.

Zamanı olanlar varsa tavsiye ederim.

Yuji: P2P ağlarının bize verdiği güç :)

Cumartesi, Ocak 20, 2007

Son çınar da devrildi!

2006-2007...

Hiç te hoş geçmeyen yıllar oldular. İş açısından kariyer açısından iyi, güzel oldu ama acı da olsa bazı gerçekleri yaşamış olduk.

Önce Muharrem dedemizi kaybettik. Perşembe günü (18 Ocak 2007) Salih dedemizi toprağa verdik.

Mukadderat.

İnananlar için kısa bir ayrılık demek bu. Bir süre sonra yeniden görüşeceğiz nasıl olsa.

Vasiyeti gereği, hiç görmediğim annesi ve babasının yanına defnettik köyümüzde.

Toprağı bol, mekanı cennet olsun dedemizin.

Cumartesi, Ocak 13, 2007

Bi de bu var!


Dergi, internet sitesi derken kendi blogumu unuttum. Hoş, orda da bloglarım var ama buranın takipçileri daha farklı :) Burda ben de farklı oluyorum zaten.

İnsan kendi parasıyla bir kamyon dayak yer mi sorusuna yanıt aramak için birazdan buz pateni yapmaya gideceğim.

Parkorman'da haftasonları yeni bir eğlence edindim kendime.

Videosu bile var ama cesaret edemiyorum buraya atmaya :)

Son haberler;

- Chip editörlüğünden ayrıldım.

- ShiftDelete.Net internet sitesinin korrdinatörlüğüne sorunsuz devam ediyorum.

- PC Magazine Yazı işleri Müdürü olarak göreve başladım.